KADIN DÖVEN KATİL BİR ADAM (FATİH ALTAYLI- HÜRRİYET)
Pazar günü Hürriyet Pazar'da bir röportaj. Konu Yılmaz Güney.
Yılmaz Güney'in ülkesinde sinema yapma olanakları elinden alındığı
için yurtdışına kaçmak zorunda kaldığı, büyük bir sinemacı ve düşünce
adamı olduğu, bu yüzden Türkiye'yi terk etmek durumunda bırakıldığı
anlatılıyor sayfalarda.
Güney'in hayatı film olacakmış. İnci Aral da senaryoyu yazıyormuş.
Filme bir itirazım yok da, İnci Aral'ın söylediklerine itirazım
var. Yılmaz Güney'in ne olduğunu yeni nesiller bilmediği için bu
yutturmacaları yazıp duruyorlar.
Yılmaz Güney kadın döven, entelektüel yönü zayıf, maço bir adam
aslında.
İlk eşi Nebahat Çehre'yi dayaktan geçiren, Çehre'nin kaçıp kurtulduğu
bir adam.
Hapisten kaçıp yurtdışına gitmesinin ise fikirle mikirle alakası
yok.
Adam katil. Bayağı bir katil.
İçki masasında Yumurtalık Hákimi'ni vurmuş.
Siyasi yön falan yok olayda.
Adi bir katil. Sonra hapisten kaçıp yurtdışında tutunmak için kendine
siyasi bir hava yaratmış.
Sanki düşünce suçlusu gibi.
Senaryoyu yazan İnci Aral, röportajda bu cinayettten hiç söz etmiyor.
Üzerinden, ''Yumurtalık olayı!'' diye geçiyor. Yumurtalık olayı
denen mesele, Yılmaz Güney'in basit bir katil olduğunu ortaya çıkaracağı
için atlanıyor.
Kadın döven bir katilden, bir mit yaratmak için gerçekler saptırılıyor.
Benim için Yılmaz Güney, Türkiye'nin Avrupa'daki imajını yerle bir
eden, bunu da kendi menfaatleri için yapan bir katildir.
Bugün hala Avrupa'da Yılmaz Güney'in mirasıdır başımıza bela olan...
Gerisi palavra...
|
|
|