Çirkin Krala Çirkin Saldırı (Özgür Bakış)
Yılmaz Güney'e hakaretler yağdıran Fatih Altaylı'ya sinemacılar
tepki gösterdi. Çeşitli sinema kurum ve kuruluşları Altaylı'yı protesto
etmeye hazırlanıyor.
Yılmaz Güney'in hayatının film yapılmasına ilişkin Hürriyet gazetesinin
pazar ekinde yer alan habere aynı gazetenin köşe yazarı Fatih Altaylı
tepki gösterdi. Altaylı yazısında, İnci Aral'ın kaleme aldığı senaryoda
Yılmaz Güney'in gerçek kişiliğinin çarptırıldığını, aslında "katil"
olan bir adamın bu yolla mitleştirmeye çalışıldığını yazıyor. 1970'lerin
sonunda meydana gelen Yumurtalık Hakimi'nin vurulması olayından
yola çıkarak, Yılmaz Güney'i katil olarak nitelendiren Altaylı ayrıca,
Nebahat Çehre'yi dövdüğünü iddia ederek Güney'i kadın dövmekle suçladı.
"Güney'in hayatı film olacakmış. İnci Aral da senaryoyu yazıyormuş.
Filme bir itirazım yok da, İnci Aral'ın söylediklerine itirazım
var. Yılmaz Güney'in ne olduğunu yeni nesiller bilmediği için bu
yutturmacıları yazıp duruyorlar" diyerek, Güney'i "Kadın
döven, katil bir adam" olarak nitelendiriyor.
Altaylı'nın kendi köşesinden Güney'e çirkin ithamlarda bulunmasına
karşılık tepkilerini dile getiren sanatçılar ve eleştirmenler yazıyı
protesto ettiklerini belirttiler. ÇASOD, SODER ve SİNE-SEN Altaylı'yı
bir bildiri yayınlayarak kınayacaklar.
İNCİ ARAL: KARALAMA ARGÜMANLARI
Çok yazık Fatih Altaylı acemi bir yazı yazmış. Altaylı'yı gerek
köşesinden gerekse de televizyon programlarından takip ettiğim bir
gazeteci. İyi bir gazeteci olduğunu düşünüyordum, yazık olmuş. Son
bir yıldır Yılmaz Güney'le ilgili bütün araştırmalarımı yaptım.
Araştırma sırasında öğrendiklerim benim de yaşadıklarım bir dönemi
kapsadığı için ne kadar büyük bir sanatçı olduğunu da daha iyi gördüm.
Belki Fatih Altaylı'nın yaşı tutmuyor olabilir. Aynı dönemleri yaşamadığı
için yazdıkları da önyargılı yaklaşımlar içeriyor. Subjektif davranmamak
için belgelerden, kendisiyle ilgili tüm dökümanlarından yola çıktım.
Altaylı ve bazı yazarların Nebahat Çehre olayına yaklaşması tamamen
önyargılı. Nebahat Çehre ile bizzat görüştüm. Çehre: "Yılmaz
beni dövmedi. O zaman çok gençtik, çok çılgın bir aşk yaşıyorduk,
olabilir beni çok kıskanıyordu" diyor. Bence bir insan zayıf
yönüyle alıp değerlendirilemez. Yumurtalık olayına gelince, senaryoya
alıp almamak konusunda kesin bir karar bile yok. Üstelik bu olay
taammüden adam öldürme dahi olsa Yılmaz Güney gerçeğini değitiremez.
Onun yerinde olan herkes onun yaptığını yapabilirdi. Bu olay büyük
bir provakasyondu zaten.
Altaylı'nın hem Güney'le hem de benimle ilgili iddialarını çok önyargılı
buluyorum. Bugün Avrupa'da en iyi yönetmenler arasında gösterilen
Güney'e yönelik Altaylı'nın anti-koministlerin kullandığı ve karalamaya
yönelik argümanları kullanarak yazması çok yazık. Kendisinin daha
sağlıklı kaynakları yok mu? Güney'e ilişkin önyargıyı anlıyorum
da, kendisinden katil diye bahsetmesini protesto ediyorum. Bu olay
tamamen insani bir olay ve Altaylı bu olayı araştırmadan, bilmeden
yazmış.
SEMİR ASLANYÜREK: CİNAYETLERE ORTAK OLUYOR
Albert Einstein haftada bir karısını döverdi. Yılmaz Güney'e gelene
kadar Atom bombasını bulan Einstein'a katil derim. Yılmaz Güney'e
gelene kadar Türkiye'nin yöneticileri katildir. Fatih Altaylı da
yöneticilerin cinayetlerine ortak oluyor her gün beyin öldürüyor
ya da cinayete teşvik suçu işliyor. Altaylı'nın görevi katilleri
ortaya çıkarmaksa ve gazeteciyse eğer; Türkiye'de ve dünyada çok
tanınmış, elini kolunu sallayarak dolaşan gerçek katillerin peşine
düşsün. Yılmaz Güney katil değildir, eğer suç işlemişse dahi onun
cezasını kat be kat ödemiştir, önceden de sonradan da. Türkiye'de
namuslu bir vatandaş olup da suç işlememek mümkün değil. Onun ve
bizim yaptığımız suç işlemek değil, insanlara hayat vermeye çalışıyoruz.
Altaylı'nın senaryoyu okuduğunu tahmin etmiyorum. Kaza eseri okumuşsa
bile bir film çekilene kadar senaryo 20-30 defa yazılır. Cahilliğine
veriyorum bunu, bilmiyorsa anlatayım; senaryo çekime kadar bir sürü
değişiklik geçirir, hatta çekim aşamasında bile bir sürü değişikliğe
uğrar. Senaryo dogma değil, ekrana yansıyana kadar eleştirilemez.
Sinemanın çok zor yapıldığı bir dönemde kalkıp film yapan, Türkiye'nin
şu ana kadar gelmiş geçmiş en iyi yönetmenin sanatından başka hiç
bir şeyi ilgilendirmez bizi. Umarım film iyi olur da Fatih Altaylı
özür dileme fırsatını bulur.
BURÇAK EVREN: YAZAR MÜSVEDDESİ
Başkalarının kişiliği ile hele de ünlü kişilerle oynayıp kişilik
kazanmak isteyen kimi yazar müsvetteleri sinemanın değerlerine de
el atmaktan çekinmiyor. Yılmaz Güney kişiliği ayrı sanatçılığı ise
apayrı bir şeydir. Birini diğerine kullanarak yok etmek ise ne nesnellikle
ne de etikle bağdaşır. Yılmaz Güney'in Türkiye'deki ve dünyadaki
imajını anlamak için sokağa çıkmak yeter. Kara çalmanın moda olduğu
bir dönemde sanki hiç bir kurum ve kişi kalmamış gibi Yılmaz Güney'e
yönelmek sanırım bir başka şeylere hizmet etmek anlamına da gelir.
YUSUF ÇETİN: HADDİNİN BİLDİRİLMESİ LAZIM
Yılmaz Güney örnek bir kişilik. Duruşuyla, ilkeleriyle, onurlu,
sosyalizme, insana yakışan bir duruşu sergiliyor. Umut ediyoruz
ki, Yılmaz Güney gibi bir sanatçı daha yetişsin. Öylesi bir dönemde
her alanda suskunluk yaşanırken, düşündüklerini korkmadan söyleyen,
pratiğiyle de tam bir inanç adamı olan Yılmaz Güney gerçek bir sanatçıdır.
Bir köşe yazarının Güney'i bu şekilde karalamaya çalışması, o köşe
yazarının kompleksinden kaynaklanıyor diye düşünüyorum. Aydınların,
sanatçıların bu karalamalara sessiz kalmaması gerektiğini düşünüyorum.
Yılmaz Güney gibi her yönüyle insan bir sanatçıya yapılan hakaretlerin
tepkisiz kalamayacağını biliyorum ve bir an önce bu yazarın haddinin
de bildirilmesi gerekiyor.
FATOŞ GÜNEY: ONUN KİŞİLİĞİ ORTADA
Fatih Altaylı'nın söylediklerini kaale bile almıyorum. Bir kere
söyleyen kişinin niteliği ortada. Güney eserleriyle var ve kitlelerin
gönlünde taht kurmuş bir insan. Onun yaptıkları, ortaya çıkardıkları
insanlar tarafından benimsenmiş. Yılmaz'ın bütün eserlerini vizyona
koyacağız, bu işlerle uğraşıyoruz. Yasal bir girişimde de bulunmayacağım,
çünkü Altaylı'yı ciddiye almıyorum.
M. YAŞAR YILMAZ: BU DA ONLARDAN BİRİ
Yılmaz Güney Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi M. Yaşar Yılmaz: Yılmaz
Güney'e karşı bugüne kadar binlerce yazı yazılmıştır. Bu da onlardan
biri. Daha önce yazıları kaleme alanların isimlerini unuttuk. Altaylı'yı
da bir müddet sonra unutacağız. Ama Yılmaz Güney eserleri ile bizden
sonraki kuşaklarla da tanışacak. Elbette ki Yılmaz Güney bir insan.
İyi ve kötü yönleriyle bir bütün. Ama neticede iyi yönü ağırlıklı
bir insan.
HÜSNÜ ÖNDÜL: KİŞİLİK HAKLARINA SAYGI
Basının herkesin haklarına karşı saygılı olması, kullanılan üslûba
dikkat etmek gerekir. Başkasını rencide edici şekilde sözlerin sarf
edilmemesi basının en başta gelen görevidir. Bu nedenle Altaylı'nın
Güney hakkında yazdıklarını uygun bulmuyorum.
|